Birbiriyle bağlantılı olan fizik prensiplerini anlamamız, su üzerinde kalma yetimizi artırır:
1- Suyun bize uyguladığı kaldırma kuvveti, yer çekimine karşı yukarıya doğru etki eder.
2- Suyun bu kaldırma kuvveti bir birimlik güce sahipken, insanın özgül ağırlığı ise bu birimin hemen altında, 0.99'dur. Bu küçük fark, su üzerinde kalabilmemizi sağlar.
Suyun içinde duruşumuz dik olduğunda, bu kaldırma kuvveti genellikle ayak tabanımıza etki eder, bu da bizi su yüzünde tutmak için yeterli olmayabilir. Bu nedenle, daha fazla kaldırma kuvveti hissetmek için dikey konumdan ziyade yatay bir konuma geçmeliyiz, ideal açı 45 derece olabilir. Bu durumda, ayak tabanımızdan ziyade vücudumuzun daha geniş bir bölgesi suyun kaldırma kuvvetine maruz kalır.
3- Suyun içinde vücudumuzun genişlemesini sağlamamız gereklidir. Bu, kollarımızı ve bacaklarımızı yanlara doğru genişleterek gerçekleştirilir, bu da daha fazla su ile temas etmemizi ve daha fazla kaldırma kuvvetine maruz kalmamızı sağlar.
4- Suyun içinde en yüksek noktamıza kadar batmamız doğaldır. Bu nedenle, ellerimizi suyun üzerine çıkarmak, vücudumuzun daha fazla suya batmasına neden olur. İşte burada önemli olan şudur: su yüzeyi "satıh" olarak adlandırılır ve satıhta en yüksek noktamızın yüzümüz olması gerekiyor. Aksi takdirde, ellerimizi yukarı kaldırırsak, ne yazık ki, elimiz suya batana kadar suya batmamız gerekir. Bu, boğulma tehlikesi yaşayan birinin yardım çağırırken yanlışlıkla ellerini havaya kaldırması durumunda özellikle tehlikelidir, çünkü bu durum başımızın suya batmasına ve nefes alamaz hale gelmemize neden olur!
5- Ayaklarımızı merdiven tırmanır ya da bisiklet pedalı çevirir gibi, kollarımızı ise basketbol topu sıçratır gibi hareket ettirmeliyiz. Bu hareketler su üzerinde kalmamızı kolaylaştırır.
Şirket politikamız, ürünlerimiz, hizmetlerimiz ve faaliyet alanlarımız için kataloğumuzu indirerek detaylı inceleyebilirsiniz!
Kataloğu İndirinLorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et.
Hemen İzleyin